olmaz yanlış. ııhh!!!

olmaz olamaz imkansız benimsin... böyle miydi yahu bu şarkı? neyse. önemli de değil zaten. bir yerden başlamak lazım diye bunu kullanıyorum. hem ne demiş oracle ablamız. başlangıcı olan her şeyin sonu da vardır. yani meraklanmayın bu saçmalamalar güruhunun da bir sonu olacak. ama ne zaman? azz sonra!!

bu yazı sırf andromeda'nın dırdırmatik özellikli çenesinden bir nebze olsun nasiplenmemek adına tuşlanmış olup, üyesi olduğum hiçbir platformda gerek konseptleri gereği, gerekse de bu yazı profiline uygun başlık olmamasından ötürü yer almayacaktır.

zaten bu yazının bir amacı da yok. şimdi başlıyorum. hazır mısınız? ha bu arada okuyan olursa baştan sona haber etsin. kendisine sürpriz ödüllerim olacak. vallaha.

bu kadar güzel olmaya hakkı olamaz onun. evet olamaz. hayır olamaz. gitmeli artık buralardan bak şiir bile buldum hatta o'nu bıraktım şiire aşık oldum. ama cemal süreya'ya değil. o kötü eder adamı. neticede mutlu olmayı kim istemez ki, ama mutsuzluğa da var mısın sorusu var onda ve fatal error verir adamda animallah. ben onunla ilgili feyzbuh aleminde ne var ne yok siler süpürürken, eldeki avuçtaki her nevi dokümanı hatmederken o gezemez öyle ortalarda.

şimdi ne oluyor dediniz kanımca. ne bu paragraf. tanıtayım kendisi kağıda alınan notlar serisinden. şubat 2008'de karalanmış. kanımca otobüste olmuş çünkü o yazıyı başka türlü yeniden oluşturamam.

insanoğlu ne garip değil mi?-bak yine aynı kalıp. bundan sıyrılmam lazım. yazı içinde soru sorup cevaplamak benim isyanım oldu resmen.- hayır ama cidden garip. vallaha. yani bir yıl öncesi ile şimdisi arasındaki değişimi ileri sarma tuşu olsa da görsek. altımıza sıçarız gülmekten. değmez hiçbir şey bu hayatta iki damla göz yaşına. al bunu da yazın mezar taşıma beğendim cidden.

şimdi sözü can yücel'e bırakırken bir sonraki zırvalama eyleminde görüşmek üzere diyorum. esen kalın...

ağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim." diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, yada pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden,
çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın.
ucundan tutarak...

8 kez ağzı olan konuşmuş:

andromeda dedi ki...

öncelikle, her zamanki gibi ilk ben..

ve bence tarih tekerrür etmesin artık. ilerlesin.

Unknown dedi ki...

tekerrür eden ne yahu:D

bak işte yazdım oldu:D

Ahmet Kamil Keleş dedi ki...

hayır ama cidden garip. vallaha. yani bir yıl öncesi ile şimdisi arasındaki değişimi ileri sarma tuşu olsa da görsek.Aslında bu biraz mümkün. Eski blog sayfama 1-2 yıl önce yazdıklarıma baktıklarımda ne kadar değiştiğimi, o zamandan ne kadar farklı birisi olduğumu görmek şaşırtıcı oluyor benim için.

1 yıl önce "Alkolü bıraktım" demişim, geçen ay onu okuyunca kahkahalar atmıştım.

andromeda dedi ki...

ama 1 yıl önce alkolü bırakmaktan ne şekilde bahsettiğini hatırlamakta da fayda var :) 'aslında içimdeki ses olarak biliyorum ki saçmalıyorum' modundaysan.. :)

bu dediğini ben de başka bi' şekilde yapmıştım: chat loglarımı okuyarak. sürekli değişim halimizin farkındayım, ama bi' taraftan da farkında olmadan benzer olaylar olup duruyor etrafta. biz değişsek, insanlar değişmiyor aynı anda diye belki.

bu arada ödül hakkımı gord10 a devrediyorum.. ben zaten biliyodum postlanacağını.. yani ödülün var gord10 :)

Adsız dedi ki...

Ask konusunda hüsrana ugrayinca Can Yücel veya Nazim Hikmet`ten alinti yapanlara öteki tarafta Can Yücel cok pis küfrediyomus abi. Alinti sensin siir de sana girsin diyomus oyle duydum ben. :P

Unknown dedi ki...

@adsız,valla asıl ona kafam girsin derim derdi neymiş de aklımdakileri kağıda dökmüş :D

valla komik olan aşk acısı denen hadise de kalmadı yahu. pehh..

@gord10.ve.@andro üzerinden zaman geçtikten sonra değişimi farketmek değil ama benim derdim, şimdi anlamak o yüzden iş işten geçtikten sonra "aa ben değiştim yahu" demek çok da farketmez kanımca.

biri dedi ki...

'ha bu arada okuyan olursa baştan sona haber etsin. kendisine sürpriz ödüllerim olacak. vallaha.'


süpürüz demişsiniz..

Ahmet Kamil Keleş dedi ki...

*ödül kazandığını öğrenince arabanın camından bayrak sallayarak kutlama konvoyu oluşturur, "lalalala-lala-lalalaaa!" diye bağırır*