ölüm

<DIV>ben ölümü anlayamıyorum. birinin ölüm haberini aldığımda, istisnasız her seferinde pis bi' tat kaldı ağzımda bugüne kadar. istemeden yediğim bi şey gibi, farkında olmadan yediğim kedi köpek eti mesela. sanki sonradan söylemişler bana. alışamadığım tek duygu, tek an.. dünyanın susuşu, benim 'noluyo lan' diye kendime gelmeye çalışmam. ilk anda o kadar korkunç gelmiyor her seferinde. ne zaman birinin öldüğünü duysam, gülesim geliyor; sinirden. ilk an ama, sadece ilk an. bikaç saniye sonra farkına varıyorum ölen kişinin artık olmadığının. aramak istesem telefonunu açamayacağını, gitmesi gereken toplantıya gidemeyeceğini, indirimde almak için beklediği elbiseyi giyemeyeceğini, kafasında duran yazmayı ertelediği şeyi yazamayacağını.. gülemeyeceğini bi daha. yemek yiyemeceğini. ve tam o anda; hissettiğim tek şey; anlayamamak. anlayamamak bi his oluyor o anda, ben.. bilmiyorum. her şey çok saçma geliyor sahiden.&nbsp; <DIV><BR> <DIV>biri öldüğünde kendi hayatımızı gözden geçirip isteklerimizi ertelememiz gerektiğini düşünmemiz filan çok bencilce ve saygısızca bence. ama yapmadan duramıyoruz, istemsizce. benciliz çünkü, ben en azından kabul edebiliyorum bunu tüm açıklığımla. kendi ölümümü düşündüm. sadece benim istediklerim değil, insanların benimle yapmak/yaşamak istedikleri, bana söylemek istedikleri.. ben ölerek bissürü yaşamı değiştirebilecek bi insansam, insansak hepimiz; bu kadar aciz hissetmemeliyiz bence.&nbsp;DIV> <DIV>tüm bu duygu ve düşünce sellerinden her geçişimde tek bi yere varıyorum; insanlar ölmekten çok hayatlarının geri kalanında bi gün öleceklerini unutmaktan korkuyorlar o anda. ben en azından..DIV> <DIV><BR>DIV> <DIV>her neyse..DIV> <DIV><BR>DIV> <DIV>trafik kazasını geçiren kadın, çocukluğumda çok-ama gerçekten çok- sevdiğim biriydi. çok küçüktüm, annemlerin çok yakın bi arkadaşlarının kız kardeşiydi. hiç evlenmemişti &nbsp;ve hiç evlenmedi. hayatı çok ilginç ve güzel gelirdi. evlenmediği için sonsuza kadar genç kalacağını düşünürdüm, ve hala gençti. uzun süredir görmesem de ondan bahsedildiğinde aklıma gelen ilk şey genç olduğu oldu hep. gençti aslında zaten, 40larında. ve hatırladığım bi başka şeyse, küçükken insanları bi şeylerin simgesi sayarak oyunlar oynamam. o 'iyilik'ti. gerçekten öyleydi. baktığınızda ne kadar iyi ve berrak olduğunu düşünebiliyordunuz. onu çok sevmek dışında çok fazla tanımadım. ama bilirsiniz, o benim çocukluğumun çok içindeydi..DIV> <DIV><BR>DIV> <DIV>annem öldüğünü söleyince 'şaka yapıyosun dimi' diye sordum, salaklığa bak.. böle şaka mı olur..DIV> <DIV><BR>DIV> <DIV>size bi sır veriyim: hani filmlerdeki klasik sahne var ya. adam yogun bakımda, ölcek yani belli. işte kardeşine annesine filan soruyo mesela biri 'ya ölürse' diye.. o da 'hayır olamaz ölmeyecek o' filan diye zırvalıyo, haykırıyo, bagırıyo.. hani biz diyoruz ya o anlarda 'sttr len, yuh, ne şapşalsın adamın butun kemikleri kırılmıs' vs. o an insan sahiden düşünemiyo. ölemez o diyo. ölmez ki, ne ölmesi, ne alaka. aklınıza getiremiyosunuz, inanmıyosunuz, biri söleyince ölme fikri geliyo aklınıza, o kişinin saçmaladığını düşünüyosunuz.DIV> <DIV><BR>DIV> <DIV>yaşadım, ordan biliyorum.&nbsp;DIV>DIV>DIV>

0 kez ağzı olan konuşmuş: