girilemeyen içler hissedilemeyen tenler

bu yazıyı okumadan önce-hangiyazıyıdiyesormayınyazıyorumşuan-vermiş olduğum bağlantıdan yazıya malzeme olan haberi okumanızı tavsiye ederim ben-yadasonraokuyunnebiliyim-

bi kadın olarak ayşe özyılmazelin yazısını duygusal ve etkileyici bulduğumu söyleyebilirim çok rahatlıkla fakat bi okuyu olarak görüşüm ne kadar amatörce yazılmış bi yazı olduğudur. ben böyle şeyleri severim, evet. cesurca yazılmış, tabuları yıkan, yaşanılanları/hissedilenleri olduğu gibi aktaran. ama bu tarz yılmazele uzak bence, ayşe arman olma yolunda ilerlemek ona ne katar, çok tartışılır.

yazının içeriği ile ilgili yorum yapmak istemesem de ben bu konu ile ilgili kendi dünyamda hissetiklerimi/düşündüklerimi bi nebze de olsa paylaşmak isterim. çok uzun zamanlardan beri-kadınveerkekvarolduğundanberi-aşk olsa da olmasa da erkek kadının içine girmiş, kadın buna ses çıkarmamış-çıkardığısesaldığızevktenolsagerekbelki!-kimi zaman istemiş, kimi zaman kızmış, kimi zaman kahkaha atmış ama her seferinde açmış bacaklarını, anahtarın kilide girmesini beklemiş, bazen hırsızlığa kurban gitmiş, bazen en uyumlu anahtarı bulmuş. merak ettiğim şu; "içine girilirken" kadın anlamaz mı gerçekten içine girip girmediğini o erkeğin? hem de bi an bile? yok ben buna inanmıyorum. öyle bi an vardır ki, hiç bi ana benzemeyen fiziksel anlamda değil ama ruhsal anlamda en derinine inen, tek dokunuşuyla ateşlerde yanmayı sağlayan.

hem "en duyarsız, en bencil ve en vicdansız erkek bile bir kadının kendini her şeyiyle sevip kabul ettiğini en çok sevişirken anlar, çünkü seks bir kadının kendini vermesi değil, aslında erkeği en derinine kabul etmesidir. seks biri öbürü tarafından en derinine kabul edilmemişse yalnızca bir boşalmadır."

evet budur, ve bi kadın bi erkeğin gerçekten içine girip girmediğini bilir, anlar, bunu kabul ederek ya da etmeyerek yaşar ama sonradan hiçbiri içime gerçekten girmediler demez, hem ruha gerçekten dokunamaya bi adamın, içe girilmesine kaç kere izin verilir ki?

0 kez ağzı olan konuşmuş: